Toprak Ana # 68 – 12 Şubat 2009, Perşembe – Açık Radyo
Toprak Ana programımızı araştırmacı-yazar Deniz Postacı ile geçen hafta kaldığımız yerden sürdürüyoruz. Tarihsel süreçte etik ve mekan için yüklediğimiz anlamları, insanoğlunun gezegen üzerinde kendine biçtiği rolü irdeleyeceğiz. Mekânın statik ve dinamik yapısallaşmasının, yığılmaların, ritm duygusunu yitirmenin ve bağışıklık sistemlerinin sürdürülebilirlik üzerine etkisini tartışacağız. Biosfer içinde insanoğlunun kendi haddini bilebilmesi sükûnetle mümkün müdür, nasıl mümkün olabilir?
Nazım Hikmet’in şiirini Ruhi Su’nun sesinden dinleyeceğiz; “Masalların masalı”:
Su başında durmuşuz
çınarla ben.
Suda suretimiz çıkıyor
çınarla benim.
Suyun şavkı vuruyor bize
çınarla bana.
Su başında durmuşuz
çınarla ben, bir de kedi.
Suda suretimiz çıkıyor
çınarla ben, bir de kedinin.
Suyun şavkı vuruyor bize
çınara, bana, bir de kediye.
Su başında durmuşuz
çınar, ben, kedi, bir de güneş.
Suda suretimiz çıkıyor
çınarın, benim, kedinin, bir de güneşin.
Suyun şavkı vuruyor bize
çınara, bana, kediye, bir de güneşe.
Su başında durmuşuz
çınar, ben, kedi, güneş, bir de ömrümüz.
Suda suretimiz çıkıyor
çınarın, benim, kedinin, güneşin, bir de ömrümüzün.
Suyun şavkı vuruyor bize
çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze.
Su başında durmuşuz.
Önce kedi gidecek
kaybolacak suda sureti.
Sonra ben gideceğim
kaybolacak suda suretim
Sonra çınar gidecek
kaybolacak suda sureti.
Sonra su gidecek
güneş kalacak,
Sonra o da gidecek.
Su başında durmuşuz
Su serin
Çınar ulu
Ben şiir yazıyorum
Kedi uyukluyor
Güneş sıcak
Çok şükür yaşıyoruz
Suyun şavkı vuruyor bize
Çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze.
Program ses kaydı aşağıda yer almaktadır.