Yoksanan Geleneksel Ürünlerimiz

(Eko IQ Dergisi, Ağustos 2012 sayısı, Yazan: Cem Birder)

(Not: Dergide pilot proje için 4 il önermiştik; bu yazıda 5 il olarak düzenledik; resimler yeni ekledik)

T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkililerine açık mektup:

Geleneksel köy mamul ürünleri yerel ekonomiler kadar ülkemiz köylüsü ve kırsal kesiminin sosyal-kültürel değerlerini sürdürebilmesi açısından büyük önem taşıyor. Anadolu’nun tarihsel sürecinde farklı coğrafyaların, biyoçeşitliliğin, etnik kimliğin bir sonucu olarak yüzyıllardır kazanlarda kaynayan lezzetlerin oluşturduğu çok renklilik kaybedilmemesi gereken bir zenginlik; önemli bir ulusal değer…

Köy mamul ürünlerinin köylerde ev halkının ihtiyacına yönelik tüketimi bu ürünlerin aynı zamanda yıl boyunca satışından elde edilen gelir ile birleştiğinde kırsal nüfusumuz açısından iki kritik değer ile kendine yetebilirlik ve sürdürülebilirlik unsurunu oluşturuyor. Bu bileşke aynı zamanda, istenmeyen göç karşısında kırsalda toprağına ve kültürel mirasına güçlü bir sahip çıkma dürtüsü.

Köylümüze sadece taze sebze ve meyve satış hakkı verilmesi, yıl boyunca aynı seviyede sürmeyen bir gelir modeli olmakla birlikte, düşük katma değeri ile kazanç potansiyelini daima asgari seviyede (çoğu kez maliyetleri karşılayamayacak şekilde) kilitliyor. Aracıların (tüccarın), birçok kez şahit olduğumuz gibi, üreticiye borçlarını kısmen ödememesi veya geciktirmesi köylümüzün ürünü ve geleceği hakkında inancını her geçen yıl daha çok zayıflatmakta.

Ekonomik açıdan tamamlayıcı olan köy mamul ürünlerinin evsel tüketim dışında üretim ve satışı ise maalesef ülkemizde yasal mevzuat içinde, bazı istisnalar (*) haricinde, yer almıyor.

Bu durum sebebiyle:

1) Yerel pazarlarda belediyelerce köylüler tarafından satışına çoğu kez göz yumulan bu ürünler, üretici iznine sahip diğer yerel imalathanelerin itiraz ve şikayet durumlarında uzun süre satıştan çektirilmekte, köylü (zaten potansiyel suçlu olarak tezgahına sürdüğü ürünleri satamayarak) ekonomik olarak daha zor duruma düşmektedir.

2) Gıda mamul ürünleri dükkânlarının hemen hemen tamamında, açık (paketlenmemiş) olarak satışa sunulan ürünler (salça, kurutulmuş sebzeler, tarhana, pekmez, reçel, turşu, vb) resmi üretim iznine sahip olmadan (geleneksel köy mamul ürünü olarak) yıllardır tüketicilere sunuluyor. Gerek yerli tüketici ve gerek yabancı turistlerin çoğu kez beğeni ile talep ettikleri bu ürünlerin yasaklanması zaten büyük bir kültürel miras kaybı olur. Ancak, eğer yeni düzenlemeler yapılmazsa, AB uyum paketi paralelinde üretim izni olmayan gıda maddelerinin satışına göz yumulmayacağı ve yakın bir gelecekte izin verilmeyeceği de aşikârdır.

3) Köylerde düzenlenen geleneksel ürün festivallerinde de paylaşılan lezzet ve kültürün aslında yasal temeli olmadığı yaşanan coşkuda gözden kaçmaktadır. Buna bir örnek Kastamonu’nun İhsangazi ilçesinde geçtiğimiz yıllarda büyük bir katılımla düzenlenen Siyez Bulgur Festivalidir. Ülkemizde Hititler’den bu yana üretilen antik siyez buğdayından imal edilen Siyez Bulgurunun besleyicilik değerleri ODTÜ tarafından analiz edilmiş ve raporda insan sağlığı açısından sağladığı faydalar önemle sıralanmıştır. Evlerde üretilen bu çok özel ürünün satışı aslında yasal olarak mümkün değildir.

Ülkemizde Gıda Kodeksi ile belirlenen kurallar çerçevesinde üretimlerine izin verilen mamul ürünler içinde hiçbir geleneksel köy ürünü yer almadığı halde, Avrupa Birliği’nin izlediği yol bizimkinden farklı (**). Bu durum AB sürecinde çalışmalarını sürdüren Türkiye için aslında önemli bir fırsat. AB dışında farklı ülkelerin konuyla ilgili mevzuatları incelenebilir, ülkemize de uyumlanabilir. Örneğin AB’de üreticilere belirlenen standartlarda üretim koşulu ile özel bir geleneksel üretici sertifikası sağlanıyor. Bu imkân Avrupa’nın kültürel kimliğinde, lezzetin yaşaması ve gelecek nesillere bir miras olarak aktarılmasında önemli bir araç. İtalya’nın ve Fransa’nın ev yapımı peynirleri, reçelleri, şarapları, salamları kırsal ekonomide turizm kadar önemli birer gelir kalemi oluşturmakta.

AB mevzuatında yer alan geleneksel gıda üretimlerine ilişkin düzenlemelerden de faydalanarak, Gıda Kodeksimizin gerekli yasal koşulları tanımlaması ve Geleneksel Köy Mamul Ürünlerimizin hijyen koşullarda üretiminin mümkün hale gelebilmesinin önemli olduğuna inanıyoruz.

Geleneksel köy mamul ürünleri ile ilgili yeni bir yasal mevzuat ile oluşturulabilecek model, aşağıdaki maddelerdeki alternatif çözümleri de beraberinde sağlayabilecektir:

  1. Kırsal alanda yıl boyu gelir imkânları oluşturmak yerel ekonomiye destek verir; istihdam sorununa çare oluşturabilir. Taşımalı sisteme sonrası boşaltılan köy okulları yıkılmaya terk edilmekten kurtarılabilir; geçici köy üretimhanelerine dönüştürülebilir.
  2. Bölgesel ürünlerin toplumsal mutfak kültürüne katkısı ve gelişen sosyal ilişkiler ile kırsalın ve köylümüzün saygınlığı artacaktır.
  3. Halen kayıt dışı olan üretimlerin oluşturduğu kontrolsüz yönteme karşın, sağlığa uygunluk (hijyen) sistem altyapısı sağlıklı ve lezzetli ürünleri sürdürülebilir ve toplum için güvenli kılacaktır.
  4. Yasal düzenlemeler sonrasında kırsal alanda önemli bir vergi kaynağı oluşturulacaktır.
  5. Biyoçeşitliliğe ve çevre değerlerine duyarlı bir toplum oluşturulacaktır.
  6. Kırsal kalkınma, köylerdeki mevcut değerlerin ekonomiye kazandırılmasıyla ve çok düşük yatırım bedelleri ile aşamalı olarak gerçekleşecektir.

Görüş ve endişelerimizi ekli şemada da özetlemek istedik.

Köy geleneksel ürünlerimizin besin değerinin ve kültürel geçmişinin devletimiz tarafından bir kıymet olarak görülmesi için yapılabilecek çalışmalarda üniversiteler ve STK işbirliğinde önemli kazanımlar elde edilebileceğine inanıyoruz.

Geleneksel Köy Mamul Ürünleri üretim süreçlerinin deneyimlenmesi, yöntem ve sonuçlarının raporlanması amacıyla Türkiye’de seçilecek 5 ilde ve 5 köyde (örneğin: Çanakkale, Kayseri, Sivas, Mardin, Van) için en az bir yıllık bir süreyi kapsayan bir PİLOT PROJE yapabilmek istiyoruz. Bir yıl sonrasında rapor sonuçlarına göre ilgili mevzuat düzenlemeleri yapılacak ve aşamalı olarak üretim izni verilen köy sayıları arttırılacaktır.

Bugüne dek yaptığımız tüm görüşmelerde gerek milletvekillerimiz ve gerek bakanlık yetkililerinin konuya olumlu şekilde hassasiyet göstermesi hepimiz için bir motivasyon kaynağı olmuştur.

Saygılarımızla.

(*): istisna maddesi:

VETERİNER HİZMETLERİ, BİTKİ SAĞLIĞI, GIDA VE YEM KANUNU

Kanun No: 5996

Kabul Tarihi: 11/6/2010

MADDE 44- 1) Birincil ürünlerin, çiftlikte kesilmiş kümes hayvanlarının ve tavşangillerin taze etlerinin, av hayvanları veya av hayvanlarının etlerinin, üretici veya avcı tarafından Bakanlıkça belirlenen küçük miktarlarının doğrudan son tüketiciye ya da son tüketiciye doğrudan satışını yapan yerel perakendecilere arzı ile ilgili olarak Bakanlıkça istisnaî uygulamalar getirilebilir.

(2) Bakanlık, hijyen kurallarını da dikkate alarak, gıdanın üretimi, işlenmesi veya dağıtımına ilişkin, geleneksel yöntemlerin kullanımına izin verebilir; coğrafî kısıtları bulunan bölgelerdeki gıda işletmelerinin ihtiyaçlarının çözümüne yönelik istisnaî uygulamalar getirebilir.

 

(**): AB ilgili direktifi

 

Agricultural products and foodstuffs as traditional specialities guaranteed

Garantili geleneksel ürün çeşidi olarak tarımsal ürünler ve yiyecekler

 

ACT

Council Regulation (EC) No 509/2006 of 20 March 2006 on agricultural products and foodstuffs as traditional specialities guaranteed.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s