Kapatılan 17 bin köy okulu sonrasında, yaklaşık 1 milyon öğrenci taşımalı sistemde daha büyük merkezlerde, çoğu kez ilçelerde okula gidiyor. Cumhuriyet tarihimizde, Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’in dünyaya örnek projesi olan Köy Enstitüleri sadece 6 yılda devrim niteliğinde başarılar sağlamıştı. Bu projenin bilinen ve bilinmeyen birçok sebeple sonlandırılması Türkiye kırsalının eğitim devrimine karşı büyük bir darbe. Bu projenin devamı olmasa da, köy okullarında, uzun yıllar boyunca sadece okul ders bilgisi değil, bunun ötesinde köy halkına bilgi ve deneyimlerini aktaran köy öğretmenleri de artık yok.
Kampanyalarla, toplumsal çabalarla yeniden köy okullarının yaşama kavuşturulması mümkün mü? Belki evet, ancak bina tadilat maliyetlerinin ötesinde, önemli somut engeller göze çarpıyor:
- Birleştirilmiş sınıf (1,2,3 ve 4) yapısı mevcut Milli Eğitim müfredatı açısından uygun gözükmüyor. Batılı eğitim sistemleri de çoğu kez Türkiye’de olduğu gibi her yaş gurubunun ayrı dersliklerde ve ayrı seviyede eğitim almasını ön görüyor. Dünyanın halen bazı ülkelerinde (örneğin: Sri Lanka, Vietnam, Kolombiya ve Peru) devam etse de, Türkiye’de özellikle kırsal alandaki okullarda uygulanan birleştirilmiş sınıf yapısı öğretmen, öğrenci ve derslik kapasitelerinin düşük olması sebebiyle başlatılmış. Bu yapının eğitim sistemlerinde artık istenmeme sebeplerine rağmen, oluşturduğu en önemli avantaj, çocukların yaşlar arası sosyal iletişim kurabilme becerilerinin güçlendirilmesi. Bu açıdan bakıldığında ABD ve bazı batı Avrupa ülkelerinde iki bitişik yaş gurubunu (mesela 7 ve 8 yaş grubu) barındıran sınıfların yer aldığı okullar geniş kitleler tarafından tercih ediliyor, bilimsel olarak faydaları ispatlanmış durumda. Hedef çok basit: yarışan ve daha çok test çözen değil, ödevlere ve ezbere boğulmadan paylaşarak yaşamı öğrenen, bireysel özellikleriyle mutlu çocukların varolduğu okullar yaratabilmek.
- Öğretmenler yılda 40 gün rapor alabilmekteler. Bir köy okulunun tek bir sınıf öğretmeni olduğundan, yıl içinde 40 gün gelinmediği takdirde okulun tüm çocukları o süre içinde öğretmensiz kalır. O yıla ait eğitim programının gerçekleşme imkanı ortadan kalkar. Öğretmenin ikametgahına göre köy okuluna olan mesafesi bu ihtimalleri belirler. Köy okullarında görev alacak öğretmenlerin büyük çoğunluğu aynı köyde ikamet etmeyi tercih etmeyecekse, mesafe ve yol şartları sebebiyle uzun süreli devamsızlıklar çocukların kesintisiz okul hayatı açısından büyük bir sorun potansiyelidir.
- İlk öğretimde sınıf öğretmeni dışında, İngilizce öğretmenin de devamlılık konusunda risk oluşturacağını eklemek gerek. Birleştirilmiş sınıf içinde İngilizce eğitiminde başarı sağlamak daha güç olabilir.
- Çocuklarının iş ve yaşam geleceğini köy dışında, özellikle kentlerde planlayan (ve heyecanla özleyen) ebeveynler, okul giriş sınavlarında başarı sağlaması için merkezdeki okulları tercih ettiğinde, köy okulu mevcut sayısı daha da düşecek, okula ve öğretmene duyulan güven ve saygınlık azalacaktır.
Son birkaç yıldır, kentli insan toplulukları içinde, – daha önceki kariyer sürecinde hiç ilgilenmemiş bile olsa, tarım ve gıda konulu eğitim ve uygulama çalışmalarına büyük bir heves ve talep var. Akla gelen en popüler kelime “permakültür”. Sertifika alıp, bir an önce kırsalda düşlerini gerçekleştirmek isteyenlerin gözden kaçırdığı, ve ancak kırsala kavuştuğunda gerçeğine vakıf olduğu şey ise köylüler. İyi veya kötü, doğru veya yanlış birçok adımın içinde kırsal yaşam zincirinin en vazgeçilmez öğesi, köylüler ve bilhassa genç nesil köylüler, köy çocukları…
Tüm yaşamın olabildiğince hızlandırıldığı bir dünyada, ister okul ister hobi amaçlı olsun, eğitim de büyük bir hızla veriliyor. Alınabildikçe diplomalar beğeniye sunuluyor. Kırsal resimde sayısı hızla artan kentlilerin yanında, köyün yeni yaşamına uyumlandırılmaya çalışılan modern tohumlar, modern meyveler ve hızlandırılmış hasatlar da köylünün payına düşen başarı ölçütleri.
Eğer bundan 30 yıl önce, kapitalizm ve iklim sistemleri hakkında bugün söylenenleri hayal bile edemiyorsak, yakın gelecekte kırsal yapı ve değerleri hakkında varsayımlar yapmak yersiz olabilir. Ancak biz herşeye rağmen, kırsal yaşamda köylü toplumunun refah seviyesini doğru (“doğru” nedir?) seçimler ile yükselterek devam etmesinden yanayız. İnsan elinin değdiği ekolojik elementler için (toprak, su, tohum, ağaç, dağ, vahşi hayat, vb), geleneksel kültür için, gıda için, ön görülemez değişimin uyumlanma sürecinde gösterilecek azami çaba için…
Kent ve köy topluluklarının her birinin içine düştüğü ve ilk bakışta farklıymışcasına algılanan tuzağın ortak paydası hız iken…
Sistemin eğitim, üretim, tüketim ve kazanç hesaplarının hepsinde hızın olabildiğince yüksek tutulmasına karşın, bizler aynı oyuncakların hızını düşürme mücadelesine girmek yerine, farklı oyuncaklar geliştirmeyi tercih ediyoruz. Belki de daha önemlisi, geliştireceğimiz oyuncakların yaşamsal değerler barındırması ve kırsalda köylü-kentli toplulukların entegrasyonu ile kırsal toplumun dönüşümüne katkıda bulunmak. Daha çok “doğru” seçerek ve üreterek…
Evet, kime göre, bu “doğru”?.. Bunu da hiç acele etmeden, birlikte tanımlamak yerinde olur.
Kapatılmış okulların yeniden okul olarak hizmet verebilmesi için yukarda değindiğimiz gibi aşılması gereken çok engel var. Buna karşın, bu binaların onarımı sağlandığında, hiçbir yapısal düzenleme gerekmeksizin yeni bir amaca hizmet sağlanabilir: okul öncesi çocuklar ve yetişkinler için köy eğitim merkezleri…
Halk eğitim merkezleri ilçelerde kapsamlı ve iyi düzeyde programlar sunuyor. Arıcılık, müzik, İngilizce, boyama, hayvan yetiştiriciliği, fidancılık, işletmelerde hijyen, bilgisayar, satranç, hızlı okuma, hasta ve yaşlı eğitimleri bunlardan sadece bazıları… Köylüler bu kurslara katılabiliyor mu? Çoğu kez hayır. Gün boyu çalışan bir köylünün akşam saatlerinde köyünden 20 kilometre mesafede bir adrese ulaşması mümkün olamıyor.
Köy sorun ve ihtiyaçları gözetilerek benzer eğitim programları terk edilmiş köy okullarında verilebilir mi? Ulaşım sorunu olmadan, evinden yürüyerek gelinebilen köy okulunda herkese eğitim. Kentli ve köylünün buluşması, fikirlerin paylaşımı, yeni fikir ve doğruların doğması, bilginin yapılanması. Sosyal hayatın ve ilişkilerin yapılanması. Okul öncesi çocuklara okul çatısı altında, yerel sevgi ile destek sağlanması. Okumaya, dinlemeye, paylaşmaya ilk adımlar… Öğretmen ve öğrencinin yer değiştirebileceği okullar…
Dünyanın siyasi ve ekonomik akışı, ekolojik bilinmezler kadar karmaşık. Hızın çok revaçta olduğu bir dönemin alevli girdaplarında kaybolmamak için alternatif modellere ihtiyacımız var. Mevcutla mücadele etmek yerine, yeni doğrular yaratarak, dönüşümü kent ve köy kutuplaşması yerine, bütünü üçüncü bir alana taşıyarak. Yeni toplumun tohumlarına doğru… Kuşkusuz ön koşul, el ele vermek.